deutschland etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
deutschland etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ekim 2018 Çarşamba

Bavyera'nın Başkenti Münih

Almanya’nın en büyük 3. Şehri konumunda bulunan Münih’te yaklaşık 1.5 milyon kişi yaşamaktadır. Kendilerini Alman’dan ziyade ‘’Bavyera’lı’’ olarak tanımlayan insanlardan oluşan halkın büyük kısmı katolik ve inançlarına bağlı insanlar. Bunu sürekli dolup taşan kiliselerinden ve Pazar günü tatillerinden anlamak mümkün. Kentin ana meydanı olan Marienplatz çevresinde birçok önemli tarihi yapı görmeniz mümkün.
Münih birçok açıdan zengin bir şehir olsa da, ismini Oktoberfest (Bira festivali) ile duyurmuş bir şehir. Her yıl Eylül ayında başlayan bu etkinliğe Amerika’dan Avustralya’ya, dünyanın birçok bölgesinden binlerce turist akın ediyor. Eğer bu etkinliğe katılmak isterseniz, otellerde ve çadırlarda aylar önceden yerinizi ayırt etmeniz gerekir. Aksi takdirde yer bulmanız neredeyse imkansız hale geliyor.
Gelelim Münih’te en çok görülmesi gereken yerlere. Bunları sıralarken kendi beğenime göre sıraladım ancak yine de sizin tercihiniz
Bu arada ulaşımı hep Hauptbahnhof (ana tren istasyonu) üzerinden anlattım çünkü ana durağınız genelde orası olacaktır.

1. Marienplatz
Tabiki Münih denilince akla ilk gelen yer Marienplatz. Münih’in ana meydanı olan bu yer oldukça kalabalık ve işlek bir yer. Her tarafı kafeler ve dükkanlarla çevrilmiş bu bölge turistlerin ilk uğrak noktası. Kış zamanı meşhur ‘’Weihnachtsmarkt’’ ların kurulduğu bu alan tarihi açıdan da önemli bir konumda. Önceleri suçluların idam edildiği, filmlerden gördüğümüz o meşhur alanlardan birisi olan Marienplatz’ın çevresinde Neues Rathaus (Yeni belediye sarayı), Altes Rathaus (Eski belediye sarayı) bulunurken meydanın ortasında ise Mariensaule (Bakire Meryem sütunu) bulunur.
Marienplatz’ın hatta Münih’in en görkemli binası kabul edilen Neues Rathaus Neo-Gotik mimarisinin tipik bir örneğidir. Yaklaşık 85 m uzunluğu bulunan kulesinde özellikle ‘’Weihnachtsmarkt’’ döneminde balkonlarında küçük konserler ve şovlar düzenlenir. Ayrıca kule üzerinde Glockenspiel kısmında her gün saat 11.00 civarında bir gösteri düzenlenir (yaz, kış ayları saatler değişiyor). Binanın iç kısmı da günün belirli saatlerinde açılıyor ve mutlaka girilmesi gereken bir avlusu bulunmakta. Binanın mimarisini daha yakından görebilmek ve gözlemleyebilmek için mutlaka ziyaret edin. Altes Rathaus ise daha küçük ve gösterişsiz bir bina. İçerisinde Münih Oyuncak Müzesi bulunan binanın başka bir özelliği bulunmamakta. Buraya ulaşım ise oldukça basit. Hauptbahnhof’tan (ana tren istasyonu) S1, S2, S3, S4, S5, S6, S7, S8 metro hatlarını kullanarak Marienplatz durağında inebilir veya yürümeyi tercih edebilirsiniz (15 dakika, tavsiyemdir). Yürürken Karsplatz’tan da geçerek Münih’in tarihi dokusunu keşfetmeye başlayacaksınız.

2. Asamkirche (Asam’s Church)
Benim hayran kaldığım ikinci bina Asam kilisesiydi. İçerisi tamamen farklı ve olağanüstü sayılabilecek kilise Güney Almanya’nın en önemli yapıtlarından birisi sayılıyor. Kilise belli bir düzenden bağımsız olarak dizayn edilmiştir. İki kardeş tarafından dizayn edilen bu kilise özel bir Şapel olarak kurulmuş ancak baskılar sonucu halka açılması sağlanmıştır. Her gittiğinizde farklı bir detayı keşfetmenizi sağlayacak bu kilise oldukça küçük ancak içerisi özgün bir yapıt. Mutlaka uğrayın. Ulaşım ise oldukça kolay, Hauptbahnhof’tan (ana tren istasyonu) U1, U2, U7 gibi hatları kullanarak Sendlinger Tor durağında inmeniz gerek, karşı sokağa geçtiğinizde ise önünüze çıkacaktır.

3. Frauenkirche
1400’lerin sonunda inşası tamamlanan Gotik tarzındaki kilise şehrin en önemli, dolu kilisesi konumunda. Marienplatz’ın hemen yanında bulunan bu kilisenin dış mimarisi kadar iç mimariside çarpıcı. Kilise İtalyan rönesansı ve Gotik tarzının birleşimi ile oluşturulmuş. İçeride Bavyera’nın önemli English Garden, Münchenkrallarından biri olan Kral IV. Ludwig’in mezarı bulunmaktadır. Pazar ayinleri için Bavyera halkının en çok katılım gösterdiği kiliseye farklı günlerde gitmenizi öneririm çünkü kilisedeki yoğunluktan dolayı pek incelem fırsatınız olmayabilir. Ulaşım da yine Marienplatz’a ulaşım ile aynı şekilde gerçekleşmekte.

4. İngiliz Bahçesi (Englischer Garten)
İngiliz Bahçe’si Avrupa’nın en büyük parklarından biri konumundadır. Yaklaşık 3.7 km2 olan alanı ile içerisinde gölet, yapay şelale, çay ve çok sayıda bitki örtüsü görmek mümkün. İnsanların buraya günlerini geçirmek, piknik yapmak, top oynamak, yaz aylarında yüzmek için geldikleri bir bahçe. Eğer arkadaş grubunuz varsa bütün bir gün burada geçirebilirsiniz. İçerisinde çok fazla lokanta, kafe gibi yerler bulunmadığından kendi yiyeceklerinizi almanızı tavsiye ederim. Yine de ‘’Chinese Tower’’ adında bir meydanda bulunan bira bahçesinde hamburger gibi yemekleri bulmanız mümkün. Kış aylarında ‘’Weihnachtsmarkt’’ ların açıldığı bahçede eğlence hiç bitmiyor ve belirli dönemlerde eğlenceler düzenleniyor. Parkı baştan sona yürümek oldukça yorucu bu yüzden belirli yerlerine giderseniz sizin için de yorucu olmaz. Ulaşım ise Hauptbahnhof’tan (ana tren istasyonu) 150 numaralı otobüsle sağlanıyor, durağınızın ismi ise Hirschauer Strasse.

5. Nymphenburg Sarayı (Schloss Nymphenburg)
Mütevazi bir yaz evi olarak planlanan bu yapıt zamanla büyüyerek saraya dönüşmüştür. Wittelsbach ailesine ait bu sarayın içerisinde At arabaları koleksiyonu müzesi, botanik bahçesi, İnsan ve Doğa müzesi, Güzel kadınlar galerisi bulunmaktadır. Giriş ücretleri her bir müze için ayrı ayrı yerine toplu alındığında daha uygun fiyatlı olmakta ve kişi başı 11.5 eurodur (zaman zaman 9 euroya düşmektedir). İçerisinde Almanya’dan daha çok Bavyera tarihini bulabileceğiniz bu saraya yazın yada baharda gelmenizi tavsiye ederim. Çünkü geniş bahçesi ve botanik bahçesine uğramadan bu saraydan gitmek anlamsız olacaktır. Binaya girerken bütün eşyalarınızı bırakmanız istenmektedir (ücretsiz dolaplar bulunmaktadır). Ulaşım ise Hauptbahnhof’tan (ana tren istasyonu) S1, S2, S3, S4, S5, S6, S8 metro hatlarıdan birini kullanarak ulaşabilirsiniz (Dikkat edin S7 gitmiyor).

6. Maximilianeum
Maximilianeum, Parlamento evi diye geçen bina Kral Maximilian II tarafından yapılmıştır. Isar nehrinin yanında bulunan bina neo-Gotik mimari ile dizayn edilmiş görkemli bir binadır. Çevresi parkla ve yeşil alanlarla dolu olan bu binayı Isar nehri ile birlikte görmek oldukça hoşunuza gidecektir. Ulaşım ise, Hauptbahnhof’tan (ana tren istasyonu) U4 ve U5 hatlarını kullanarak ulaşabilirsiniz.

7. St. Peter Kilisesi (Alter Peter)
Münih’in en eski (Roman-katolik) ve önemli kiliselerinden biri olan St. Peter kilisesi Marienplatz’ın hemen yanında bulunuyor. Mimari ve sanatsal eserlerle dolu olan bu binanın tarihi 11. Yüzyıla dayanıyor. Bina gotik tarzda yeniden inşa edilmiş ancak 17. Yüzyılda Rönesans çizgileri kullanılarak yeniden şekillendirilmiştir. Bu yüzden mimarisinde farklılıklar bulunmaktadır. Kulesine çıkarak (91 metre) Münih manzarasını da izleyebilirsiniz. Ulaşım ise, Marienplatz ile aynı şekildedir.

8. Deutsches Museum (Alman müzesi)
Dünya çapında ünü bulunan bu müze en geniş bilim ve teknoloji müzelerinden biri konumundadır. Bu konulara ilgi duyanların mutlaka gidip görmesi gereken bir müze. 1900 yılların başında kurulan müzede 7’den 70’e herkesin ilgi alanına uygun bir yapıt bulunmakta. 100.000’den fazla eşya ve nesnenin sergilendiği müzede uçak ve araba parçalarını da görmek mümkün. Eğer bu tarz müzelere ilgi duyuyorsanız en büyüklerinden biri olan Deutsches Museum’u kaçırmayın derim. Ulaşım ise, Hauptbahnhof’tan (ana tren istasyonu) S1, S2, S3, S4, S5, S6, S7, S8 metro hatlarını kullanarak Isartor durağında inmeniz gerekecek. Nehrin karşısına köprü ile geçtikten sonra karşınıza çıkacaktır.

9. Königsplatz (Krallar meydanı)
Münih’in müze ve galeri bölgesi olan Königsplatz mutlaka görülmesi gereken bir yer. Müzeler için zamanınız yoksa dahi meydandaki yapıtları mutlaka incelemenizi tavsiye ederim. 19. Yüzyılda kurulan bu alan neoklasik dönemin izlerini taşımaktadır. Yakınında bulunan Botanik bahçesi ise dinlenmek ve yeşilliğin tadını çıkarmak için oldukça güzel bir yer. Ulaşım ise Hauptbahnhof’tan (ana tren istasyonu) U2 ile veya 100-150 numaralı otobüslerle sağlanabilir, durak ismi meydanın ismi ile aynı.

10. Münih Residenz
Eski bir saray olan Rezidenz, Bavyera Krallığı’nın 1918 yılına kadar kullandığı bir yapıt idi. Rönesans ve neo-klasik dönem izlerini taşıyan sarayın birden çok bölümü var. Müzeleri, tiyatro bölümü, avlusu ve salonları ile görmeniz gereken bir yapıt. Marienplatz’a yakın olan bu sarayı gezmek için turlara katılabilirsiniz veya kişisel olarakta gezebilirsiniz. Ulaşım ise, Marienplatz ile aynı şekilde.

11. Olympiapark
Olympiapark, yaz olimpiyatları için inşa edilmiş bir alandır. Keyifli zaman geçirebileceğiniz bu yerde yılın belirli zamanlarında etkinlikler düzenlenmektedir. Görülecek en önemli yeri ise 291 metre yükseklikteki Olympiatrum adındaki kule olduğu şüphesiz. Burada 190. Metresinde bulunan gözlem bölgesine çıkarak Münih’i seyredebilirsiniz. Ayrıca içerisinde Rock Museum adında bir ufak müzeside bulunmaktadır.
Münih’te gezebileceğiniz diğer noktalar
Theatinerkirche, Allianz Arena, BMW Müzesi, Maximilianstrasse, St. Michael Kilisesi (Michaelskirche), Hofbrauhaus Bira Evi, Dachau Sarayı (Schloss Dachau), Feldherrnhalle.
Göründüğü üzere Münih’te gezilecek ve görülecek yerler listesi çok. Münih dışında ise Freising, Landshut, Chiemsee, Neuschwanstein Kalesi görülmesi gereken yerler tabiki zamanınız varsa 